Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Türk Lirası ve KKM ile ilgili flaş karar

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) tarafından mayıs ayı faiz kararı açıklandıktan sonra Merkez Bankası, Türk Lirası (TL) ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarıyla ilgili yeni düzenlemelere gitti. Bu düzenlemelerle birlikte zorunlu karşılık oranlarında artış yapıldı. İşte detaylar…

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) tarafından mayıs ayı faiz kararı açıklandıktan sonra Merkez Bankası, Türk Lirası (TL) ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarıyla ilgili yeni düzenlemelere gitti. Bu düzenlemelerle birlikte zorunlu karşılık oranlarında artış yapıldı. İşte detaylar…

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun (PPK) Mayıs ayı faiz kararı açıklandı. Bu kararla birlikte, Türk Lirası ve Kur Korumalı Mevduat hesaplarına yönelik yeni düzenlemeler de duyuruldu. Merkez Bankası, likidite fazlasının sterilizasyonu amacıyla zorunlu karşılık oranlarını artırdı. İşte detaylar…

FAİZ KARARINDA DEĞİŞİKLİK YOK

PPK, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 50’de sabit tuttu. Bu karar, mevcut ekonomik koşullar ve enflasyonla mücadele stratejileri doğrultusunda alındı. Faiz kararının ardından, Merkez Bankası likidite yönetimi ve finansal istikrarı sağlamak amacıyla önemli adımlar attı.

ZORUNLU KARŞILIK ORANLARINDA ARTIŞ

Merkez Bankası, faiz kararının ardından kısa vadeli TL mevduatlar ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları için zorunlu karşılık oranlarını artırdı.

Kısa Vadeli TL Mevduatlar: Zorunlu karşılık oranı yüzde 8’den yüzde 12’ye çıkarıldı.

Uzun Vadeli TL Mevduatlar: Zorunlu karşılık oranı sıfırdan yüzde 8’e yükseltildi.

Kısa Vadeli KKM: Zorunlu karşılık oranı yüzde 25’ten yüzde 33’e çıkarıldı.

Uzun Vadeli KKM: Zorunlu karşılık oranı yüzde 10’dan yüzde 22’ye yükseltildi.

Bu yeni oranların 24 Mayıs itibarıyla uygulanacağı belirtildi.

LİKİDİTE YÖNETİMİ VE FİNANSAL İSTİKRAR

Merkez Bankası, alınan bu kararlarla parasal aktarım mekanizmasını desteklemeyi ve likidite fazlasının etkilerini azaltmayı hedefliyor. Artan zorunlu karşılık oranları, bankaların Merkez Bankası’nda daha fazla rezerv tutmasını gerektirecek, bu da piyasalardaki likiditeyi azaltarak enflasyonla mücadeleye katkı sağlayacak.

KKM VE TL’YE GEÇİŞ HEDEFLERİ

Merkez Bankası, zorunlu karşılık faiz ve komisyon uygulamalarında da bazı değişiklikler yaptı. Kur Korumalı Mevduat hesaplarının TL’ye dönüşüm hedefi korundu ve yenilemeler dahil toplam hedef yüzde 75’e düşürüldü.

Tüzel Kişi KKM ve YUVAM Hesapları: Bir sonraki hesaplama döneminden itibaren toplam hedef hesaplamasından çıkarıldı.

Faiz Oranı: KKM için tesis edilen zorunlu karşılıklara uygulanan faiz oranı, politika faiz oranının yüzde 40’ına düşürüldü.

YABANCI PARA KREDİLER

Merkez Bankası ayrıca, yabancı para krediler için yeni bir düzenleme getirdi. Yabancı para kredilere aylık yüzde 2 büyüme sınırı getirildi. Bu sınırı aşan kredi tutarı kadar Türk Lirası cinsinden zorunlu karşılık bir yıl boyunca bloke olarak tesis edilecek.

PİYASALARIN TEPKİSİ

Piyasalar, Merkez Bankası’nın bu kararlarını yakından izliyor. Uzmanlar, artan zorunlu karşılık oranlarının bankaların kredi verme kapasitelerini etkileyebileceğini ve bunun da ekonomik büyüme üzerinde yavaşlatıcı bir etki yapabileceğini belirtiyor. Ancak bu önlemler, enflasyonla mücadelede önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, faiz oranlarını sabit tutma kararı ile birlikte, zorunlu karşılık oranlarını artırarak likidite yönetimi ve finansal istikrarı sağlama yolunda önemli adımlar attı. Kısa vadeli ve uzun vadeli TL mevduatlar ile Kur Korumalı Mevduat hesaplarına yönelik bu yeni düzenlemeler, piyasalarda dikkatle izleniyor. Merkez Bankası, bu adımların parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini artıracağı ve enflasyonla mücadelede katkı sağlayacağını öngörüyor. Piyasaların bu gelişmelere nasıl tepki vereceği ise önümüzdeki günlerde netleşecek.